Dünya üretim tarihi baş döndürücü bir değişim yaşıyor.
Üreticiler, verimliliği düşünmeye başladıklarından beri çeşitli stratejiler
deneyerek sürekli kendini geliştirdiler. 19. Yüzyıl, su ve buhar gücünün ne
kadar değerli olduğunu gözlemleyen insanların, bu gücü üretime dahil etmesiyle
değişti. 20. Yüzyıl’da Henry Ford, otomobil üretilen fabrikasında, üretimi
büyük resmin her noktasını bağlantılı kılan üretim bandını kullanmasıyla;
elektriğin üretim yapılan tüm yapılara girmesini tetikledi. Kısa süre içinde
elektrik ve mekanik enerjiden beslenen teknolojiler hızla gelişen dijital
teknolojilere yerini bıraktı. Gelecek yüzyıllarda ise 21. yüzyılın, Endüstri
4.0 ile yaşadığı değişimle anılacağını söylemek zor değil. Endüstri 4.0,
insanlığın endüstrileşme sürecinde gerçekleştirdiği diğer büyük devrimler gibi
bize eşsiz bir pencere açıyor. Yeni dönem, bilinen tüm kalıpları bir tarafa
atarak yeni bir sanayi modeli sunuyor. Uzmanlara göre bu süreç, kendini
güncellemeyen KOBİ’lerden epey kurban alacak. 4.0’ın şifrelerini çözen
KOBİ’lere ise küresel fırsatların kapıları ardına kadar açılacak. Zira, 1980’li
yıllar itibaren hızlı bir değişim sürecine giren Türkiye ekonomisi, bu
serüvenler sırasında girişimcilerine çok şey öğretti. 1996’da başlayan Gümrük
Birliği yıllarındaki yeni ithalat dalgası, Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmelerden (KOBİ) epey kurban aldı. Ama yıkılmayıp ayakta kalanlar, ihracatı
öğrendi ve Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin üretim üssü oldu. Yine bu ihracat,
2001’deki şiddetli kriz sırasında dışa açılmış olan KOBİ`lerin can simidi oldu.
İlerleyen yıllarda AB sürecinin de etkisi ile Türk KOBİ’leri; şirket
evliliklerini, kurumsal ve finansal yönetim sistemlerini öğrenerek
gelenekselliğin getirdiği yüklerden kurtuldular. Şimdi ise KOBİ`leri ve
girişimci adaylarını bambaşka bir dönem bekliyor. 4. Sanayi Devrimi ve Dijital
Dönüşüm… Dalgaları hasarsız atlatmak için Türkiye’deki işletmelerin bu dönüşüme
de adapte olması gerekiyor.
Nasıl Ortaya Çıktı?
İsterseniz, önce 4.0’ın nasıl ortaya çıktığına bir göz atalım. Bilindiği üzere, ilk sanayi devrimi su ve buhar gücü ile üretim mekanizmasının üzerine kuruldu. Bunu ikinci sanayi devrimi olan elektrik enerjisinin gelişmesi izledi. Daha sonrasında ise üçüncü sanayi devrimi olan dijital devrim gerçekleşti ve üretimde elektronik kullanımı arttı. Şimdi ise makinelerin kendi arasında insandan bağımsız olarak iletişim kurup üretim yapacağı döneme geçiyoruz. Aslında süreç, oldukça yeni bir başlangıca sahip… Malum, Çin’in seri üretim gücüyle birlikte dünya imalat sanayisindeki dengeler değişmeye başladı. Bir anlamda “üretimden gelen gücün” hakimi olmaya başlayan Çin, özellikle batı ekonomilerinde ciddi sarsıntılar yarattı. Bunun üzerine 2008 yılında Almanya şansölyesi Angela Merkel ile ülkenin önde gelen akademisyen ve sanayicileri bir araya geldi. Yeni devrimin temelleri de işte burada atıldı. Tabi ki çalışmanın bütün ayrıntıları, basından, kamuoyundan, özellikle de istihbarat servislerinden gizili tutulacaktı. Öyle de oldu. Robert Bosch GmbH ve Kagermann çalışma grubu adı verilen ekip, Alman disiplininden taviz verilmeyerek 4 yıl boyunca araştırma yaptı. 2011’de Asya’nın üretim çılgınlığına ve önlenemez yükselişine karşı yeni bir argüman yaratmayı başaran ekip, Alman ekonomisinin atması gereken adımları da içeren raporu Merkel’e sundu. Dünya kamuoyuna ise Endüstri 4.0 terimi ilk olarak endüstri fuarı Hannover Fair 2011’de açıklandı. Angela Merkel, Ekim 2014’te Hamburg’da düzenlenen National IT Summit’te Almanya’nın dijital dünyanın lider ülkesi olması için dijital teknolojilerle, endüstriyel ürünleri ve lojistiği bağlamak olarak gördüğü Endüstri 4.0’ı bir şans olarak gösterdi. Merkel yine yakın tarihte Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda, Endüstri 4.0’ı, birbirine bağımlı dünyaya ve endüstriyel üretime hızla uyum sağlamak için kullanacakları konsept olarak tanıttı. Ardından Bosch, Siemens ve BMW gibi şirketler konunun bir anlamda küresel halkla ilişkilerini üstlenerek, bulundukları her ülkede tanıtıma başladı. Türkiye’de bu alanın öncü ismi Siemens oldu. Şirketin Türkiye yöneticileri neredeyse ilçelere dahi giderek paneller verdi. Özetle, Endüstri 4.0, Alman Hükümetinin imalat gibi geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatması projesi denilebilir. Bu yeni endüstrideki amaç; uyum, kaynak verimliliği ve ergonominin hem müşteriler hem de iş-değer sürecinde iş ortaklarının entegrasyonunu karakterize etmektir. Devrimi daha sade bir dilde anlatmak gerekirse, uzun vadede Çin’in 1 milyon ürünü 1 yerde üretip dünyaya satabilme gücüne karşı, 1 milyon ürünü 1 milyon farklı yerde ve çeşitte üretebilmeyi hedeflemektedir. Bu ticaret savaşı elbette aralarında Türkiye’nin de yer aldığı onlarca ülkeyi oldukça yakından ilgilendiriyor.