Geçtiğimiz günlerde Silivri’de yaşanan deprem yıkıcı bir etkisi olmamasına rağmen GSM şebekelerinin çökmesine yol açtı.
26 Eylül’de yaşanan olayda Silivri’de yaşanan depremin İstanbul’da hissedilmesiyle beraber herkes cep telefonları ile arama yapmaya başlayınca GSM şebekeleri çöktü. Bu aslında beklenen bir durumdu. Zira sadece GSM değil elektrik ya da su gibi şebekeler belli bir optimizasyonla tasarlanır. Yani GSM operatörleri belli bir bölgede anlık olarak belli sayıda insanın telefonla görüşeceğini varsayarak bir altyapı kurar. Örneğin 1 milyon kişinin yaşadığı bir şehirde anlık olarak 200 bin kişinin telefonla konuştuğu varsayılır ki bu çok doğru bir hesaptır. Normal zamanlarda bu hesaplar tutar.
Ancak konu deprem olduğunda bütün hesaplar değişiyor. Fiziksel çok fazla bir hasar olmamasına rağmen (çok daha büyük bir depremde baz istasyonları da çalışmayacak ya da hasar görecek) şebekenin çökmesinin ana sebebi herkesin aynı anda konuşmak istemesi. Şebeke bu yükü kaldıramayınca sistemler çöktü.
Turkcell ve Vodafone bu çökme durumundan deprem sonrasında 30-40 dakika içinde çıktılar. Ancak Türk Telekom 8-10 saat sürecek bir çöküntüye girdi. Üstelik bu çökme sadece İstanbul ve çevresinde değil uzak illerde bile yaşandı.
Depremde çökmeyen GSM şebekesi mümkün mü?
Deprem anında GSM şebekesinin çökmemesi pek mümkün değil. Zira öncelikle fiziksel bir hasardan bahsediyoruz. Baz istasyonu olmadan cep telefonu çalışmayacağı için depremde hasar gören bir baz istasyonu haliyle şebekenin doğru çalışmaması anlamına geliyor.
Öte yandan depremin birinci etkisi olan yoğunluğu engelleyecek çözümler de üretilebilir. Bunlardan biri de hemen deprem sonrasında açıklandı: Üç GSM operatörü ortaklaşa bir şebeke oluşturacaklar ve deprem gibi doğal afetlerde bu altyapı kullanılacak. Bunun detayları henüz netleşmedi. Ama yakında netleşeceğini düşünüyorum.
Bu arada sadece deprem değil bu tarz acil durumlarda şebekeyi meşgul etmeyerek biz de bu çöküşün önüne (kısmen de olsa) geçebiliriz. Örneğin ben depremde kimseyi aramadım. Sevdiklerime WhatsApp üzerinden mesaj yazıp iyi olduğumu ilettim ve onların da iyi olduklarını öğrendim. Bu tarz anlık mesajlaşma uygulamaları gerçekten işe yarıyor. Elbette 26 Eylül’deki deprem GSM şebekelerine fiziksel hasar vermediği için bu işlemi gerçekleştirebildim. Eğer fiziksel hasar olsaydı elbette interneti de kullanamazdım. Ya da zor olabilirdi.
Bu konuda yapacak çok iş var ve özellikle kurumsal olarak GSM operatörlerinin bir araya gelip çözümler üretmesi lazım. Gördüğüm kadarıyla bu alanda bazı çalışmalar yapılacak.
Yaşanan deprem olayı gösterdi ki teknolojik olarak depreme hiç de hazır değiliz. Umarım bu eksiklikler hızla giderilir ve olmasını hiç istemediğim yıkıcı bir depremde en azından çökmeyen ya da daha az sıkıntı yaşadığımız teknolojik bir altyapıya kavuşuruz.