Geride bıraktığımız çarşamba günü, 12 Şubat 2020 tarihinde
gerçekleştirilen lansman ile Türkiye’nin yaşam koçu ve giyilebilir
teknolojilerin bir numaralı dağıtıcısı Bilkom, Fitbit ürünlerinin ülkemizdeki
yetkili distribütörü olduğunu duyurdu. Giyilebilir teknolojiler kategorisinde
çok önemli başarılara imza atan ve müşteri memnuniyeti konusunda ince eleyip
sık dokuduğu bilinen Fitbit’in, Bilkom güvencesi ile Türkiye’deki teknoloji
severlerle buluşacak olmasını isabetli bir birliktelik olarak nitelemek
gerekli.
Fitbit, 2007 yılı Mart ayında kurucuları James Park ve Eric
Friedman’ın giyilebilir cihazlar teknolojilerinde gördükleri potansiyeli
gerçeğe dönüştürme hedefiyle yola çıkar. 2015 yılında gerçekleştirilen halka
arzla beraber 4,1 milyar dolar değerlemeye ulaşan Fitbit’in yolculuğu 400.000
dolar değerindeki yatırımla başlar. Çekici bir fikre sahip olması sebebiyle
Fitbit, saygın teknoloji platformu TechCrunch’ın TechCrunch 50 etkinliğine çağırılır ve kurucu
ortaklar giyilebilir cihazları için 50 ön sipariş alabilme umuduyla konferansa
katılırlar. Ancak Fitbit ilk günden 2.000 ön sipariş alarak beklentileri çok
ötesine ulaşır.
Fikirlerin üretime geçmesi için Asya kıtasında 3 ay çalışma yapan Park ve Friedman, tasarım ve anten problemlerini aşmak için ecel terleri döktükleri 3 ayın ardından 2009 sonunda 5.000 ürünü dağıtıma çıkarmayı başarırken, 20.000 yeni ürünün daha siparişini alır. Amerika’nın en büyük perakende markalarından Best Buy ile girişilen ortaklığın ardından gerisi çorap söküğü gibi gelecek ve Fitbit yüzbinlerce yeni müşteriyle tanışacaktır.
Fitbit’in en başarılı yönlerinden birisi, ürünlerini inovatif
fikirler ve gelişen teknolojiler doğrultusunda yeni modellerle güncelleme
yeteneğinde saklı. Örneğin 2012 yılında satışa sunulan Fitbit One ve Fitbit Zip,
Bluetooth 4.0 / Bluetooth Smart teknolojisi kullanan ilk kablosuz fitness takip
cihazı unvanına sahiptiler. Bu cihazlar adım sayma, kat edilen veya tırmanılan
mesafeyi hesaplama, yakılan kaloriyi ve uyku düzenini kullanıcısına bildirme
yetenekleriyle kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap veriyordu.
Günümüz şirketleri ve markaları şayet başarılı olmak ve
müşterilerinin saygısını kazanmak istiyorsa, müşteri memnuniyetine azami değer
göstermesi gerektiğini biliyor. Fitbit, cihazlarını sadece son teknoloji
özelliklerle güncellemekle kalmıyor, gelen yorumlara ve eleştirilere de cevap
veriyor. Firma 2014 yılında tüketicilerle buluşturduğu Fitbit Force modelinde
alerjik reaksiyona yol açan materyallerin bulunmasından ötürü derhal ürünleri
geri çağırarak, yenilemeye gitmiş ve bu konudaki hassasiyetini kanıtlamıştı.
Kullanıcı verilerine ait gizlilik politikası ve güvenliği
konusunda yasal problemlerle karşılaşan Fitbit, 2016 yılında Podesta +Partners
isimli şirketle anlaşarak sağlık hizmetlerine dair oluşabilecek sıkıntıları
gidermek için yasal düzenlemecilerle dirsek temasına geçerek yasal sıkıntılara
en aza indirgemeye çalıştı.
Google, Fitbit’i neden satın aldı?
2018 yılına gelindiğinde, Fitbit ulaştığı 28 milyon
kullanıcı ve 100 milyonu aşkın cihazıyla dünyanın en büyük üçüncü giyilebilir
teknoloji markası olmayı başardı. Bu başarısıyla dijital dönüşüm ve gelişen
teknolojinin etkilediği sağlık hizmetleri endüstrisinde Apple’ı yalnız bırakmak
istemeyen Google’ın radarına girdi. 2019 Kasım ayına gelindiğinde ise Google,
Fitbit’i 2,1 milyar dolara satın aldığını duyurdu.
1998 yılında kurulduğundan bu yana Google 170’ten fazla
şirket satın aldı. Bu şirketler arasında arasında Fitbit hamlesi, NestLabs (3,2
milyar dolar) ve DoubleClick (3,1 milyar dolar) satın alımlarının ardından
Google tarihinin en büyük yatırımlarından birisi oluyor.
Bu büyüklükteki bir hamle Google’ın sağlık hizmetleri
endüstrisinde yaşanan dijital dönüşüm sürecinde Apple’ı yalnız bırakmaya
niyetli olmadığını ve bu konuda ne kadar kararlı olduğunu kanıtlıyor. Kimi
analizcilere göre Google, Apple’a karşı bu yarışta oldukça geri kalmış durumda.
Ancak Fitbit’in sahip olduğu 28 milyon kullanıcıya ait veri, yarışın
dengelenmesinde önemli bir kaynak olarak yorumlanıyor.
Öte yandan bu Fitbit’in giyilebilir cihazlar alanında daha
inovatif çalışmalar yapmasını hızlandıracak bir hamle olarak da yorumlanmalı.
Zira Google, yapay zeka teknolojilerine yapmış olduğu 3 milyar doları aşkın
yatırımla önemli bir güce sahip olmakla beraber, donanım ve yazılım alanında da
Fitbit’e altın değerinde bir destek verecektir.
Geride bıraktığımız yıllarda Google akıllı telefon, akıllı
hoparlör, akıllı termostat ve kamera gibi farklı kategorilerden ürünleri pazara
sunsa da giyilebilir teknoloji konusunda atılımda bulunamamıştı. Bakıldığında,
Apple’ın 2014 yılında Apple Watch ile çıkagelmesinden önce Android Wear isimli
bir program duyurmuş fakat beklenen hareketlilik yaşanmamıştı. Google’ın akıllı
saat alanındaki tek ürünü diğer akıllı saatler için geliştirmiş oldukları
WearOS isimli işletim sistemiyle sınırlı kaldı.
Apple’ın giyilebilir teknolojiler alanında elde ettiği
liderliğe karşılık Google bu alandaki yokluğunu bir an önce doldurmak istiyor.
Yine 2019 yılında akıllı saatler de üreten Fossil markasını 40 milyon dolara
satın alan teknoloji devi Google, HTC Akıllı Saat departmanı ve Fitbit’i de
yarışa dahil ederek rakiplerinin hızına yetişmeyi hedefliyor.