Koyun Dolly’nin vücut hücrelerinden klonlandığı 1996 yılından itibaren klon, gen bilimi ya da biyoteknoloji büyük adımlarla ilerliyor. Dolly ne zaman öldü? derseniz, 2003 yılında yıpranmış eklemleri yüzünden hayatını kaybetti. Dolly’nin ölüm nedeninin ilk başta klonlanmayla ilişkili olduğunu düşünülüyordu ama yapılan araştırmalar sonucundan bunun öyle olmadığı anlaşıldı.
Dolly’den sonra neler oldu?
Pekin’de birçok cinayetin çözülmesine yardımcı olan bir polis köpeğinin
derisi kullanılarak bu köpeğin klonu üretildi. Yetkililer, K9 klonlama
programının köpeklerin eğitimi için gereken maliyeti ve zamanı azaltacağını
umuyor.
Çin’in ilk klonlanmış polis köpeği olan Kunxun adlı üç aylık yavru, ülkenin
güneybatısındaki Yunnan eyaletinde köpek yetiştirme üssüne ulaştı. Kunxun,
Alman çobanına benzer bir cins olan Kunming kurdu. Kunming köpekleri Çin’de
askeri, polis, sınır muhafızları ve itfaiyeciler tarafından yaygın olarak
kullanılıyor.
Polis yetkilileri, Kunxun’un DNA’sının, cildi genetik materyal olarak kullandığı Huahuangma adlı kıdemli polis köpeği ile aynı yani yüzde 99,9 olduğunu belirtti. Huahuangma’nın, cinayet davalarının düzinelercesini çözmeye yardımcı olduktan sonra “Polis köpeklerinin Sherlock Holmes’u” adını kazandığı söyleniyor. DNA’sından yaratılan embriyo daha sonra sezaryen ile Kunxun’u doğuran köpeğin içine implante edildi. Klonlamaya katılan Yunan Ziraat Üniversitesi profesörü Wei Hongjiang, “Emekli köpekleri klonlayarak, sonuçta ulusal güvenliği arttıran başarı oranını ve mevcut kaliteli Kunming polis köpeklerinin sayısını artırabiliriz” dedi.
Kunxun temel eğitim kursuna yeni başlasa da sınavlarda “iyi bir başarı”
gösterdiği söylendi. Kunming Police Dog üssünde kıdemli bir araştırmacı olan
Wan Jiusheng, “Genetik potansiyelinin diğer Kunming kurt köpeklerinden daha iyi
olduğu görülüyor” dedi . Klonun diğer sürü üyelerine karşı bir üstünlüğünün
olup olmadığı daha ileri eğitimlerle belirlenecek.
Klonlama sırasında hastalıklar da geçiyor
Çin Bilimleri Akademisi Nörobilim Enstitüsü’nden bilim insanlarıysa
genetiği değiştirilmiş bir makak maymunundan çoklu klonlama yaptı. Klonlama
sırasında genetik hastalıkları hayvana da verebilirsiniz. Böylelikle klonlanmış
hayvana aktarılan hastalık üzerinden tedavi yöntemleri denenebiliyor.
Örneğin bu klonların da donör primatla aynı hastalıkları (uyku bozukluğu, Alzaymır
ve Sirkadyen ritim bozukluğu) yaşadığı ifade edildi. Primatların beyin
fonksiyonuyla alakalı ciddi hastalıklar, yeni ilaçların geliştirilmesi ve bu ilaçların
başarı oranını artırmada yardımcı olabileceği belirtildi.
İnsan klonlamada durum ne?
İnsan klonlaması için günümüzde, araştırmada kullanılacak bazı örneklerin
(yumurta, sperm, insan bedeni, hücre vs) elde edilmesi zor olduğundan bu işlem
sık sık duruluyor ya da yapılamıyor.
Bilim insanlarına göre bu sıkıntı yakında aşılabilir. Araştırmacılar insan
kan hücrelerini olgunlaşmamış yumurta hücrelerine dönüştürmeyi başardı. Bir
sonraki adım daha da ileriye gidecek ve nihayetinde döllenebilecek veya
klonlamada kullanılabilecek yumurtaların kitlesel laboratuvar oluşturmalarına
izin verecek.
Ölen ya da diri olan birinden alınan genetik materyallerden yapılan
bebekler yakında gerçeğe dönebilir. Ayrıca, kısır insanlara veya aynı
cinsiyetten eşlere kendi DNA’larından bir çocuk yapmaları için bir yol da
sağlayabilirler.Araştırmacılara göre bir sonraki adım, insan sperminin üretimine benzer bir
işlem uygulamak ve döllenecek kadar olgunlaşmış yumurta hücreleri oluşturmak.
Bu sadece çok daha fazla araştırma gerektirmekle kalmayacak, aynı zamanda laboratuvarda
canlı insan yumurtalar yaratılacağından tartışmalara neden olabilir.
CRISPR, herhangi bir hücre veya yaşam formunun genetik olarak
tasarlanmasına, potansiyel olarak hayat kurtaran genetik tedavilerde kullanılmasına
veya genetik olarak değiştirilmiş bir viral salgının serbest bırakılmasına izin
veriyor.
Yetmedi Messi’yi de klonlayacaklar
Avrupa Genom Arşivi Başkanı Arcadi Navarro geçtiğimiz dönemde, Barcelona’nın Arjantinli yıldızı Lionel Messi’nin klonlanmasının mümkün olduğunu belirtti. Navarro, “Günümüz tekniklerle klonlayabilir ve tıpkı ikiziymiş gibi birisini elde edebiliriz. İkiz doğmuş ve ikizlerden birini uzun bir süreliğine bir odada dondurmuşuz gibi görünür. 20-30 yıl sonra da onu normale döndürebiliriz. Eğer her şey iyi geçerse sonuç aynı Messi gibi olur.” dedi.
Etik mi yoksa değil mi?
Hayvan klonlama, günümüzde genetik bozuklukların düzeltilmesinde veya
birçok hastalığın tedavisinde umut verici oldu. Parkinson, Alzheimer, bazı kalp
hastalıkları, görme rahatsızlıkları ve diyabet rahatsızlıkların tedavisinde bu
teknolojiden yararlanılıyor.
Ancak, bu deneyleri yönetmenin veya kesin sınır çizgileri çizmenin
yollarını bulmak için araştırma topluluğu dışında birkaç ulusal ve uluslararası
tartışma var. Bazı devlet fonları bunları kısıtlamanın dışında bu işlemi etik
bulmuyor. Ayrıca insan kopyalamanın maliyetinin çok yüksek olduğunu da
belirtelim.
Odaklanıp düşünmek gerek! Her şey yolunda gidip biyoteknolojik gelişmeler
istenen düzeye gelirse “klonlama” akıllıca ve sürdürülebilir bir yaklaşım
olabilir.